25.02.2015
Suriye’deki zulümden kaçarak sığınmak için güvenli bir yer arayan insanlardan bir kısmı da coğrafyamıza ulaşıp hayatlarını burada idame etmeye çalışmaktadır. Bu kişiler arasında, Suriye’de yaşayan Filistinli mülteciler de bulunmaktadır. Birleşmiş Milletler Filistinli Mültecilere Yardım Kuruluşu (UNRWA) tarafından yardım gören bu kişiler, bu kurumun sorumlu olduğu alanlar olan Gazze Şeridi, Batı Şeria, Ürdün, Lübnan ve Suriye’den ayrılmak zorunda kaldığında, iç hukukumuzun parçası olan 1951 Cenevre Mülteciler Konvansiyonu tarafından korunmaktadır. Bu koruma Kıbrıs’ın kuzeyindeki yerel mevzuatın parçası olmasına rağmen, yetkililerin ilgili yükümlülüklerini kapsamlı bir biçimde yerine getirmemesi insanların hayatını riske atmaya devam etmektedir.
M.A.’nin hikayesi
M.A 26 yaşında bir genç. Aslen Haifa’lı olan ailesi 1948 yılında İsrail’in kurulması sırasında meydana gelen savaşlardan kaçıp, Suriye’ye sığındı. Suriye’de çıkan savaş sebebiyle kendisi buradan da kaçmak zorunda kaldı ve 2014 yılında Haziran ayında inşaat mühendisliği alanındaki eğitimine de devam edebilmek amacıyla KKTC’ye geldi. Öğrenci vizesi işlemleri sırasında bulaşıcı bir hastalıktan muzdarip olduğu gerekçesiyle sınır dışı edilmeye çalışıldı. Tam yedi hafta boyunca ilk olarak kısa dönem tutukluluk için uygun olan bir polis karakolunda, daha sonra da hastanende tutuklu kaldı. Sınır dışı kararı aleyhine dosyaladığı ara emri bir ayı aşkın süre boyunca karara bağlanamadı. En sonunda ümitleri tükendi, “siz bana yardım edemezsiniz, burada öleceğime annemin yanında Suriye’de ölürüm” dedi ve kendi imkânlarıyla bu ülkeden ayrıldı.
Bu ülkede uluslararası sorumluluklarının bilincinde kurumlar ve yetkililer de var
Bir tarafta İçişleri Bakanlığı’nca alınan ve Polis tarafından icra edilmeye çalışılan savaş olan yerlere sınır dışı etme kararı varken, diğer yandan Sağlık Bakanlığı, tutukluluğu boyunca gerekli sağlık hizmetini sağladı ve kişinin mülteci olduğu gerekçesiyle sınır dışı edilmemesi halinde tedavisine ücretsiz bir şekilde devam edileceğini defalarca dillendirdi. MHD, Sağlık Bakanlığı’na, özellikle Temel Sağlık Hizmetleri Dairesi Müdürü Emine Gülllüelli, Dr. Burhan Nalbantoğlu Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları Servisi çalışanları uzmanlar Dr. Selin Bardak ve Dr. Nesil Bayraktar’a uluslararası standartlara uygun çalışmaları ve özveride bulunduklarından ötürü teşekkür eder.
Mülteciler ile ilgili yerel mevzuatta düzenlemeler şart!
MHD, kuzey Kıbrıs’taki iç hukukun parçası olan 1951 Mültecilerin Statüsüne İlişkin Sözleşme, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve ilgili içtihat, Çocuk Haklarına Dair Sözleşme ve İşkence, Diğer Zalimce, İnsanlık dışı veya Onur Kırıcı Davranış veya Cezalandırmalara Karşı Sözleşme ve Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi’ndeki yükümlülüklerin yerine gelmesi için Fasıl 105 Yabancılar ve Muhaceret Yasası ve Tüzüğü’ne bir dizi değişiklik getirilmesini önermektedir. Konu ile ilgili istişare süreci başlatan MHD, bu süreçte sivil toplum örgütleri, siyasi partiler ve bakanlıkların görüşünü almaktadır.
MHD, insan haklarının her türlü gündemden önce gelmesi gerektiğini yeniden vurgular ve bir daha benzer bir dram yaşamamak için MHD’nin hazırladığı değişiklik önerilerinin ivedilikle görüşülmesi ve ilgili değişikliklerin yapılması için gerekli adımların atılması için yetkililere çağrıda bulunur.