19.09.2013
Suriye’de yaşanan iç savaştan can havliyle kaçmakta olan sığınmacılar, iltica etmek ve sığınmak konularını siyasilerin, medyanın ve halkların gündeminde ön sıraya yerleştirmiştir. Suriye’de yaşanan katliamı olumlayan olmamasına rağmen, bu katliamdan kaçmayı başaran Suriyeli mültecilere karşı geliştirilen tavırlar endişe vericidir.
Mülteciler suçlu mudur?
Kimi kesimler, Suriyeli mültecilere sınırları düzensiz bir şekilde aştıkları gerekçesiyle ‘suçlu’ gözüyle bakmaktadır. Ancak, kimliklerinin kaçtıkları ülkenin sınır görevlileri tarafından öğrenilmesine bağlı zulüm risklerinden, kimlik belgelerinin kayıp olmasından vb. sebeplerden çoğu mülteci düzenli yollardan kaçamaz. Uluslararası hukuğa bakıldığında, sığınmacılar muhaceret yasalarına uymayan bir şekilde bir ülkeye girmelerinden veya orada bulunmalarından ötürü cezalandıramaz, KKTC’de çoğunlukla uygulandığı gibi, gözaltına alınamazlar. Bunun yerine, sığınma başvurusu yapabilecekleri yetkili merciye ulaştırılırlar. İltica etmek ve zulüme uğranacak ülkeye geri gönderilmemek temel bir haktır; bu temel hakların ihlali bir insanlık suçudur.
Mülteciler külfet midir?
Kimi kesimler de Suriye’de ölen kişilere acırken, aynı anda Suriye’den kaçıp canını kurtarmayı başaranları da ulaştıkları ülkenin devletinin sırtında ‘külfet’ olarak görmektedir. Burada verilen çelişkili mesaj endişe vericidir: “Ölmeniz bizi üzüyor ama ülkemizde size yer açacak kadar değil.” Sığınmacı ve mültecileri korumak devlet, uluslararası örgütler ve sivil toplum örgütlerinin ortak sorumluluğudur ve her aktör payına düşeni yaptığı sürece yerel halkın payından alınmadan sığınmacı ve mültecilerin temel gereksinimleri karşılanabilir. Bir ülkedeki işsizlik, hizmetsizlik durumlarına sığınmacı ve mültecilerin yol actığını söylemek insan haklarını lüks olarak algılayan bir duruşun yabancı düşmanlığı yaratmak, sorunların sorumluluğunu almayıp “öteki”ne yığmak için kullandığı bir söylem olmaktan öteye gitmemektedir.
Kıbrıs’ın kuzeyi ve Suriyeli sığınmacılar
Kıbrıs’ın kuzeyinde sığınmacıları ve mültecilerin haklarını tanımlayan yasaların ve mekanizmaların olmaması, temel insan haklarının gerekliliklerinin dahi yerine getirilmemesi, çok yakınımızda olan bu kriz karşısında bizi hazırlıksız bırakmaktadır. Şimdi savaştan kaçan Suriyeli kadınlar, erkekler, yaşlılar, çocuklar Kıbrıs’ın kuzeyine geldiğinde onların suçlu ve külfet olduğunu mu söyleyeceğiz yoksa yetkililerin ev ödevini kriz anından önce yapmamış olmasını eleştirebilecek miyiz?