Mülteci bir çocuğun alıkonması ile ilgili basın açıklaması

23.10.2015

Mülteci çocukları hapsetmeme, onlara sahip çıkma lütuf değil devletlerin yükümlülüğüdür. Bu gün Lefkoşa Polis karakolunda bulunan 17 yaşındaki kız çocuğun tutukluluğu ne uluslararası hukuka, ne insan haklarına, ne de vicdanlarımıza sığmaktadır!

Suriye’deki iç savaş nedeniyle yerinden edilerek ülkemiz de dâhil, başka coğrafyalara, resmi veya gayri resmi yollarla göç etmek zorunda kalan mültecilerin birçoğu çocuktur. Kuzey Kıbrıs’ta da 1996 yılından beri iç hukukunun parçası olan BM Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin 3. Maddesi ışığında, mülteci çocuklarla ilgili verilen kararlarda, yer değişme döngüsündeki tüm aşamalarda yüksek yarar ilkesine uyulması gerekmektedir. Ancak buna rağmen bugün Lefkoşa Polis karakolunda Suriyeli refakatsiz bir kız çocuğu tutuklu bulunmaktadır!

Savaşta aile üyelerinin büyük bir çoğunluğunu kaybeden, seyahat belgeleri olmayan ve insan kaçakçıları tarafından bir yerden bir yere gitmek zorunda bırakılan bir çocuğun, bir kez daha, yaşadığımız coğrafyada mağdur edilmesi, yetişkinlerle aynı yerde günlerce gözaltına alınması, suçlu gibi yargılanması ne uluslararası hukuka, ne insan haklarına, ne de vicdanlarımıza sığmaktadır!

Kuzey Kıbrıs’ta yargı ve yönetimden duyarlı bireyler olmasına rağmen, bu tür hak ihlalleri ortaya çıkmaktadır. Bunun önüne geçmek için Muhaceret Yasası’na değişiklik önerisi hazırlanmış ve bu öneri tüm siyasi partilerden milletvekilleri tarafından sunulmuştur. Halen daha Meclis Hukuk Komitesinde görüşülmeyi bekleyen, hem uluslararası hukuk, hem de insani açıdan büyük önem taşıyan Muhaceret Yasası’na yapılan değişikliklerin en kısa sürede Genel Kurula sevk edilmesi ve Genel Kurulda yasallaşması gerektiğini yineleriz.

Bizler, Kıbrıs’ın kuzeyindeki sığınma hakkına ilişkin eksiklik ve ihlallere karşı mücadele etmek ve mültecilere hukuki ve sosyal katkıda bulunmak amacıyla 2009 yılında beri faaliyet gösteren bir dernek olan Mülteci Hakları Derneği olarak,  ölüm korkusu olmadan insanca yaşamanın bir lütuf değil, temel bir hak olduğunu hatırlatırız.

Bu hafta sonunu tutuklu geçirecek 17 yaşındaki kız çocuğunun durumunda somutlaşan gerek yasal, gerekse pratikteki yetersizliklerimizin utancı bu coğrafyada yaşayan bizlerin, hepimizindir. MHD olarak yetkililere ve halkımıza sorarız, hangi vicdanla ve daha ne kadar savaştan, zulümden kaçan çocukları yüz üstü bırakmaya devam edeceğiz?