19.06.2018
Mülteci Hakları Derneği (MHD) ve Eşitlik, Destek ve Irkçılığa Karşı Hareket (KISA) ara bölgedeki Kıbrıs Toplum Medya Merkezi’nde ‘Birleşik bir Kıbrıs’ta Göçmen ve Sığınma Politikası’ üzerine panel düzenledi. Panel, Avrupa Birliği tarafından Kıbrıslı Sivil Toplum İş Başında programı altında finanse edilen ve KISA ile ortaklık içerisinde MHD tarafından uygulanan “İnsan Hakları Herkes İçin” Projesi kapsamında gerçekleştirildi.
Bölünmüş bir adada, Kıbrıs sorununa çözüm hazırlıkları sırasında ve çözümün akabinde genel olarak göçmenlere, özel olarak da mültecilere dair konuların konuşulduğu etkinliğe, Emine Çolak ve Nicoletta Charalambidou panelist olarak katkı sundu. İngilizce dilinde gerçekleşen etkinliğe 25 kişi katıldı.
Uzun yıllardır iki toplumlu faaliyetlerde aktif olan, Kıbrıslı Türk Toplumunu dış ilişkilerde temsil eden ilk kadın olan ve Kıbrıslı Türk İnsan Hakları Vakfı ve Mülteci Hakları Derneği dahil olmak üzere birçok hak temelli örgütün kurucularından Avukat Emine Çolak, 2003-2004 yıllarında Annan Planı hukuk komitesinde de koordinatörlük yapmıştı. Kıbrıs sorununun çözülmemesi durumunda iç siyasette mülteci haklarının gündem olmamasının, bu yönde yasal adımlar atmaktaki çekincelerin, yeşil hattın yasal ve fiziki etkisinin ve ada çapında militarizasyonun devam edeceğini belirtti. Bunların yanı sıra böylesi bir senaryoda Kıbrıs’ın kuzeyindeki yönetimin tanınmasına, meşrulaştırılmasına dair korkuların devam edeceği, bunun da insan hakları konularında uluslararası işbirliği, baskı, izleme ve destek mekanizmalarının Kıbrıs’ın kuzey yarısında engellenmeye devamı anlamına geleceğinden hem yetkililer hem de sivil toplumun tek taraflı olmak zorunda kalan çabalarına kısıtlayıcı bir etkisi olacağına vurgu yaptı. Konuşmasında Kıbrıs’ın kuzeyinde genel olarak insan hakları, özel olarak da mülteci hakları konusundaki gelişmeler ve sivil toplumun rolüne değinen Çolak, mülteci hakları ile ilgili uluslararası yükümlülüklerin muhaceretle ilgili düzenlemede yer bulması amacıyla yasal değişiklik yapılmasının mevcut hükümetin programında yer alması ve değişiklik önerilerinin de panelin gerçekleştiği gün görüşülmeye başlamasının insan haklarına saygı ile ilgili önemli bir adım olduğunun altını çizdi.
Avrupa Birliği Hukuku’nun sığınma, temel hakları, sığınma, göç, insan ticareti, kişilerin serbest dolaşımı ve vatandaşlık üzerine uzman olan ve KISA Yönetim Kurulu Üyesi Avukat Nicoletta Charalambidou konuya insan hakları bakış açısıyla yaklaştığı konuşmasında, bölünmüşlüğün göç ve sığınma politikalarına, göçmen ve mültecilerin insan haklarına etkisi ve Kıbrıs’ın yeniden birleşmesinin bu alana olabilecek etkisi üzerine gerçekleştirdi. Kıbrıs Cumhuriyeti’nin uluslararası yükümlülüklerini sözleşmelere taraf olarak ve yerel yasalarını Avrupa Birliği yasaları ile uyumlaştırarak büyük oranda yerine getirmesine rağmen, göç, sığınma ve insan haklarına dair tartışmaların Kıbrıs sorunu tarafından gölgelendiğini, Kıbrıs’ın güneyinde, aşırı sağın göçmen ve mülteci karşıtı söyleminin Kıbrıs sorunu ile ilintili olduğunu ve adanın bölünmüşlüğünün serbest dolaşım ve vatandaşlık hakları başta olmak üzere, göçmen ve mültecilerin haklarına dair politikalarda kısıtlayıcı bir etkisi olduğundan bahsetti. Yeniden birleşmenin gerekliliğinin aşikar olduğunu söyleyen Charalambidou, çözmün federal bir çözüm olacağından hareketle, karar alma mekanizmalarının iki toplumun da katılımıyla daha dengeli olacağı, federal bir ekonominin daha güçlü olacağından hareketle insan haklarının uygulanmasının iyileşeceği, iki egemen toplumun çatışma durumunun ortadan kalkmasıyla çok kültürlü bir anlayışın gelişmesinin göçmen ve mültecilerin varlığının hak ettiği önem ve değeri görmesini sağlayacağı, haklara erişimi kolaylaştıracağı ve ada çapında standartları eşitleyeceği ve iyileştireceğine değindi. Bunların yanı sıra, bölünmüş bir adada sığınma, göç ve insan hakları alanlarında çalışan sivil toplumun işbirliği içerisinde olsa da, birlikte çalışmasının önünde, iki farklı gerçeklikle karşı karşıya olunduğundan, teknik ve pratik sorunlar olduğu, adanın birleşmesinin ortak mücadeleyi de güçlendireceğini vurguladı.
Panel soru cevap bölümü ve katılımcıların katkıları ve yorumlarının ardından sona erdi.